'Dilin Söyleyemedikleri' adlı sergisinin son bölümü 'Yol–İz Bellek' adıyla Pg Art Space'de
GAZETE HABERTÜRK / HÜLYA KÜPÇÜOĞLU
Uzun zamandır iz, bellek ve geçmiş zaman üzerine odaklanarak sanat dilini oluşturan Devabil Kara, sergisinin son ayağında sadece tuval çalışmalarıyla değil, 'Beyaz Balina' adlı heykel çalışmasını ve neon ışıkları kullanarak gerçekleştirdiği izleri de sunuyor. 22 Kasım tarihine kadar izlenebilecek sergisi üzerine sanatçıyla görüştük.
■ Çalışmalarınızın genelinde tarihsel ya da arkeolojik birtakım izler söz konusu. Farklı mekânlardaki izler ve bu izlerin mekânla birlikte söylediği şeyler neler?
İzler bakan kişiyi aslında orada olmayan nesnelere dair ilişkiler kurmak için zorlarlar. Tek yapmamız gereken onları takip etmek. Eğer takip edersek mekâna ait hikâyelere bizi götüren bir kılavuz olduklarını görürüz. Mekânın bilgisini barındırırlar, ancak bu bilgi rasyonel bir dizini içermez daha çok sezgisel bir bilgiden söz edebiliriz. Biz bu izlerle mekanın içerisinde yankılanan bir hikayeyi hissederiz. Bir tür geçmişe yolculuk yaşarız. Aslında mekanın belleği üzerinden yaşadığımız deneyimlediğimiz, mekânın hikâyesinden çok kendi duygu ve sezgilerimizin yaratısıdır. Tarihsel belleğin güncele ve geleceğe aktarılması olarak tanımlayacağım bu yolculukta bıraktığım izler mekânların geçmiş referanslarıyla buluşarak yeni söylemler oluşturuyorlar.
■ Çalışmalarınıza farklı bir plastik öge olan ışık ögesini de katıyorsunuz. Işığı çalışmalarınızda nasıl konumlandırıyorsunuz?
Serginin son ayağını oluşturan PG Art Space Galerisi duvarına bıraktığım iz, mekânda geçiçi bir bellek oluşturmaktadır. Sadece sergi süresince varlığı devam edecek ve sadece bu sergiyi izlemeye gelen izleyici için varlık ve anlam taşıyacak. Işıkla yapmış olduğum balina izleyiciyi sessizliğe ve meditasyona davet etmektedir. Balina figürü kendi doğal ortamında yani derin denizde kütlesi ve ağır gibi algılanan hareket biçimi ile doğal olarak dinginliği, durağanlığı çağrıştırır. “Kırmızı ışık balina” adlı ışık enstalasyonu ile mekânın çevresiyle olan durağan ilişkisine farklı bir yaklaşım getirmek istedim. Işıgın plastiği sergideki “beyaz balina “heykelinin iki boyutlu temsili durumundadır. Neon ışık eneji ve modern hayatın sentetik enerjisini temsil etmekle birlikte durmayı, düşünmeyi bu şartlar altında bile olanaklı kılıyor.
BALİNALAR NEYİ TEMSİL EDİYOR?
"Balina aslında benim için zaman içinde olayların, nesnelerin mekânda üst üste bıraktığı izler gibi, zamanın insanın yalnız, derinde ve büyük benliğini, egosunu, anılarını temsil ediyor. Balinalar birbirleri ile iletişimi ve kendi konumlarını sonar ses sistemleri ile sağlarlar. Önce kendileri ses verir, bunun maddeler üzerinden kendilerine yansımasını beklerler. Böylece nerede olduklarını, nereye gittiklerini bilirler. Sanırım biz de sesimizi zaman zaman içimize yönlendirmeli ve oradan gelen yankılarla bu dünyadaki yerimizi tespit etmeliyiz."
BELLEĞİ TEKRAR OLUŞTURMAK
"Mekân bellekleri üzerinden ulaşmak istediğim her izleyicinin kendi belleğini tekrar oluşturmasına bir fırsat yaratmak."
(Devabil Kara Röportajı 2Kasım 2010 tarihinde Haber Turk Gazetesi'nde yayınlanmştır)
2 Kasım 2010 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder