15 Temmuz 2011 Cuma

'Yedi sanatçı ellerine baktı'

Ünlü düşünür Akinolu Thomas'ın 'İnsanın aklı ve eli vardır' sözünden esinlenen 'Ellerine Bak' sergisi Pg Art Gallery'de devam ediyor. Ayşegül Süter, Burak Bedenlier, Burcu Aksoy, Can Ertaş, Didem Ünlü, Gonca Sezer ve Jerome Symons'ın eserlerinin yer aldığı sergi hakkında, seçkiyi yapan Öznur Güzel Karasu ile konuştuk.

Hülya Küpçüoğlu/Gazete Haber Turk 15 Temmuz 2011 Cuma


Sanat kökenbilimsel olarak ‘elle yapmak’ anlamına geliyor. Sergide ‘Ellerine Bak’ derken bu anlamı ön plana çıkardığınızı söyleyebilir miyiz?

“El” dendiğinde akla ilk gelen tabi ki yaratma edimi oluyor. Ama benim burada asıl üzerinde durduğum şey, insanı tarihsel bağlamıyla ele almak. ‘Ellerine Bak’ aslında insanın insanlaşma sürecini algılaması yönünde gerçekleştirmesini istediğim bir eyleme davet olarak da görülebilir. Yani bu sergiyle temel olarak vurgulamak istediğim nokta, ‘eğer yarattıklarımızın bilincinde olursak, gücümüzün de farkında olabiliriz’di. Bu amaçla da ellerini kullanarak üreten insanın dönüşüm serüvenine dair anekdotları bir araya getirmeyi amaçladım.

Tarihsel bağlamı biraz daha açabilir misiniz?

Güncelliğin sanata yansıması ve güncel söylemler üzerinden sergilerin oluşturulması Türkiye sanat ortamında son dönemde sıkça karşılaştığımız bir şey. Bu, olması gereken bir yaklaşım. Ama aynı zamanda tarihsel bakabilmenin de çok önemli olduğunu düşünüyorum. Zira her geçen gün belleklerimize daha fazla müdahale edilen bir dünyada yaşıyoruz. Dolayısıyla tarihsel bakıp, günceli daha geniş bir açıdan değerlendirebilmenin önemini de ele almalıyız. Sanat alanında kendimizi sadece güncel olanla sınırlandırırsak, yarattığımız imgeler dünyası bu güne hapsolur diye düşünüyorum.

Sergide farklı malzeme veya farklı araçları kullanan sanatçılar var mı?

Evet. Video animasyon, fotoğraf, tual gibi farklı disiplinlerde üretim gerçekleştiren sanatçılar bir araya geldi bu sergide.

Sergide yer alan 7 ismin seçilmesinde nelere dikkat ettiniz?

Farklı ifade araçlarını kullanan sanatçıları bir araya getirmek bu sergide olmasını istediğim bir şeydi; sergiyi iyi okutabilmek için ortak bir görsel dil oluşturulması da. Bu çerçevede işlerini bildiğim, takip ettiğim ve keşke benimle aynı fikir etrafında üretim gerçekleştirseler dediğim sanatçılarla hazırladık bu sergiyi.

Son zamanlarda küratör olmak değil de ‘seçki oluşturmak’ daha çok kullanılır oldu. Siz de küratör olarak adlandırmıyorsunuz kendinizi. Bunun nedenini öğrenebilir miyiz?

Pg Art Gallery’nin yöneticiliğini yapıyorum. Galerinin bünyesine alınacak sanatçılar, açılacak sergiler konusundaki kararların hepsini galerimizin sahibi Pırıl Arıkonmaz ile birlikte veriyoruz. Birbirinden kopuk çalışmaların yan yana getirildiği sıradan karma sergiler Pg Art Gallery’nin yapısına aykırı; bu yüzden de galeri olarak her grup sergimizi küratöryel bir yaklaşımla hazırlıyoruz. Dolayısıyla galeri mekanında açılan sergilerimizde bilinçli bir tercih olarak küratörlük vasfını kullanmıyorum. Ama ilerleyen zamanlarda galeri mekanının dışında çıkacağımız sergiler de olacak. Oralarda küratör olarak serginin bir parçası olacağım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder